analysieren – analiz etmek

• Oyuncular her maçtan önce rakip takımı analiz ediyor.

  Die Spieler analysieren das gegnerische Team vor jedem Match.

• Onun kendisini sevip sevmediğinden emin olmadığı için davranışlarını analiz ediyor.

  Er analysiert ihr Verhalten, weil er sich nicht sicher ist, ob sie ihn mag.

• Mesajlarını sanki bir bilmeceymiş gibi analiz ediyorum.

  Ich analysiere jede Nachricht von dir, als wäre sie ein Rätsel.

• Bazen saatlerce oturur ve hayatını analiz eder.

  Sie sitzt oft stundenlang da und analysiert ihr Leben.

• Her tartışmadan sonra neyi daha iyi yapabileceğimi analiz ederim.

  Nach jedem Streit analysiere ich, was ich hätte besser machen können.

• Uzay gemisi yabancı gezegenin atmosferini analiz etti.

  Das Raumschiff analysierte die Atmosphäre des fremden Planeten.

• Androidler, insan davranışını taklit edebilmek için analiz ediyorlar.

  Die Androiden analysieren menschliches Verhalten, um es zu imitieren.

• Bulmacayı çözmeden önce her detayı analiz etti.

  Bevor sie das Rätsel löste, analysierte sie jedes Detail.

• Satrançta rakibin her olası hamlesini analiz ediyor.

  Beim Schach analysiert er jede mögliche Reaktion des Gegners.

• Uzmanlar savaşın ekonomik sonuçlarını analiz ediyorlar.

  Experten analysieren die wirtschaftlichen Folgen des Krieges.

• Gazeteciler Ortadoğu’daki en son gelişmeleri analiz ediyor.

  Journalisten analysieren die neuesten Entwicklungen im Nahen Osten.

• Neden seni sevip sevmediğimi sürekli analiz ediyorsun?

  Warum analysierst du immer, ob ich dich liebe?

• Onun her gülümsemesini analiz etti.

  Sie analysierte jedes Lächeln von ihm.

• Korkularını daha iyi anlamak için analiz ediyor.

  Er analysiert seine Ängste, um sie besser zu verstehen.

• Hayatta her şeyi analiz edemezsin – bazı şeyleri sadece hissetmen gerekir.

  Man kann nicht alles im Leben analysieren – manches muss man einfach fühlen.

• Her film sahnesini büyük bir tutkuyla analiz ediyor.

  Sie analysiert jede Filmszene mit großer Leidenschaft.

• Müzede tablodaki ışık kullanımını analiz ettik.

  Im Museum analysierten wir die Lichtführung im Gemälde.

• Edebiyat eleştirmenleri Kafka’nın eserlerindeki sembolizmi analiz ediyorlar.

  Literaturkritiker analysieren die Symbolik in Kafka’s Werken.

• Kriz anında yönetim her seçeneği dikkatle analiz etti.

  In der Krise analysierte das Management jede Option sorgfältig.

• Bir çözüm bulmadan önce sorunu iyice analiz etmeliyiz.

  Bevor wir eine Lösung finden, müssen wir das Problem genau analysieren.

• Birçok öğrenci metinleri eleştirel şekilde analiz etmekte zorlanıyor.

  Viele Studenten tun sich schwer damit, Texte kritisch zu analysieren.

• Ödevde yazarın argümantasyon yapısını analiz ediyor.

  In der Hausarbeit analysiert sie die Argumentationsstruktur des Autors.

• Fizikçiler atom altı parçacıkların hareketlerini analiz eder.

  Physiker analysieren die Bewegungen subatomarer Teilchen.

• Kimyasal tepkimeler farklı koşullar altında analiz edilir.

  Man analysiert die chemischen Reaktionen unter verschiedenen Bedingungen.

• Labor numuneleri zaten analiz etti.

  Das Labor hat die Proben bereits analysiert.

• Doktor hastanın kan değerlerini analiz ediyor.

  Die Ärztin analysiert die Blutwerte des Patienten.

• Güvenlik yazılımları ağı sürekli analiz eder.

  Sicherheitsprogramme analysieren ständig das Netzwerk.

• Algoritma büyük veri kümelerini saniyeler içinde analiz eder.

  Der Algorithmus analysiert große Datenmengen in Sekunden.

• Başlamadan önce ekip her teknik detayı analiz eder.

  Vor dem Start analysiert das Team jedes technische Detail.

• Hava durumu tahmini için meteorologlar uydu verilerini analiz eder.

  Meteorologen analysieren Satellitendaten, um das Wetter vorherzusagen.

• Oyun senin kararlarını analiz eder ve kendini uyarlar.

  Das Spiel analysiert deine Entscheidungen und passt sich an.

• Yapay zekâ, oyuncuların oyun içi davranışlarını analiz ediyor.

  Die KI analysiert das Spielverhalten der Spieler.

• Zirve toplantısından önce delegeler tüm mevcut bilgileri analiz ederler.

  Vor einem Gipfeltreffen analysieren die Delegierten alle verfügbaren Informationen.

• Politik analistler Ortadoğu’daki durumu analiz ediyor.

  Politische Analysten analysieren die Lage im Nahen Osten.

• Muhalefet, hükümetin her kararını analiz etti.

  Die Opposition analysierte jede Entscheidung der Regierung.

• Hukukçular yasa metinlerini çok dikkatli analiz ederler.

  Juristen analysieren Gesetzestexte sehr genau.

• Sohbetlerde tonlamayı analiz etmeyi severim.

  Ich analysiere gerne den Tonfall in Gesprächen.

• Dilbilimciler insanların dili nasıl kullandığını analiz eder.

  Linguisten analysieren, wie Menschen Sprache benutzen.

• Her kültürel özelliği analiz etmek yerine bazen saygı göstermek gerekir.

  Man sollte nicht jede kulturelle Eigenheit analysieren, sondern auch respektieren.

• Sosyologlar toplumdaki değişimleri analiz ediyorlar.

  Soziologen analysieren die Veränderungen in der Gesellschaft.

• Terapistler sıkça hastalarının çocukluklarını analiz ederler.

  Therapeuten analysieren oft die Kindheit ihrer Patienten.

• Sosyal durumlarda kendi davranışını analiz ediyor.

  Sie analysiert ihr Verhalten in sozialen Situationen.

• Bazen düşüncelerimi fazla analiz ediyorum.

  Manchmal analysiere ich meine Gedanken zu viel.

• Onarımdan önce sistemin dikkatlice analiz edilmesi gerekir.

  Vor der Reparatur muss das System gründlich analysiert werden.

• Mühendisler makinenin zayıf noktalarını analiz ediyorlar.

  Die Ingenieure analysieren die Schwachstellen der Maschine.

• Sınavda bir argümanı analiz etmemiz gerekiyor.

  Wir sollen im Test ein Argument analysieren.

• Öğretmen, kompozisyonlardaki hataları analiz etti.

  Die Lehrerin analysierte die Fehler in den Aufsätzen.

• Sanat eleştirmenleri tablonun sembolizmini analiz ediyorlar.

  Kunstkritiker analysieren die Symbolik des Gemäldes.

• Filmden sonra gizli mesajları analiz ettik.

  Nach dem Film analysierten wir die versteckten Botschaften.

• Uygulama uyku verilerini otomatik olarak analiz ediyor.

  Die App analysiert deine Schlafdaten automatisch.

• Influencer’lar daha başarılı olmak için takipçi verilerini analiz ediyor.

  Influencer analysieren ihre Follower-Daten, um erfolgreicher zu werden.

• Suçlunun motivasyonunu analiz ettiler.

  Sie analysierten das Motiv des Täters.

• Soruşturmacılar telefon kayıtlarını analiz ediyor.

  Die Ermittler analysieren die Telefonaufzeichnungen.

• İnsan kendini dürüstçe analiz ederse, gelişebilir.

  Wenn man sich selbst ehrlich analysiert, kann man wachsen.

• Başarısızlıktan sonra kararlarını analiz etti.

  Er analysierte seine Entscheidungen nach dem Scheitern.

• Stres altındayken davranışlarımı analiz ediyorum.

  Ich analysiere mein Verhalten, wenn ich unter Stress stehe.

• Kendini analiz eden kişi gelişebilir.

  Wer sich selbst analysiert, kann sich weiterentwickeln.

• Bazı insanlar çok fazla analiz eder, ama yeterince hissetmez.

  Manche Menschen analysieren zu viel und fühlen zu wenig.

• Öğrenciler tarihî kaynakları analiz ettiler.

  Die Studenten analysierten historische Quellen.

• Derste bugün politik bir şiiri analiz ediyoruz.

  Im Unterricht analysieren wir heute ein politisches Gedicht.

• Polis video kayıtlarını analiz etti.

  Die Polizei hat das Videomaterial analysiert.

• Kriminal polisler delilleri analiz ediyor.

  Die Kriminalbeamten analysieren die Beweise.

• Yatırım yapmadan önce piyasayı dikkatlice analiz etmelisin.

  Bevor man investiert, sollte man den Markt gründlich analysieren.

• Analistler borsadaki dalgalanmaları analiz ediyorlar.

  Analysten analysieren die Schwankungen an der Börse.

• Filmleri izledikten sonra sık sık analiz ederiz.

  Wir analysieren oft Filme, nachdem wir sie gesehen haben.

• Dün akşamki konuşmamızı analiz ettim.

  Ich habe unser Gespräch gestern Abend analysiert.

• Neden söylediğim her kelimeyi analiz ediyorsun?

  Warum analysierst du jedes Wort, das ich sage?

• Biyologlar bitkinin genetik yapısını analiz ettiler.

  Die Biologen analysierten das Erbgut der Pflanze.

• Deneyin sonuçları hâlâ analiz edilmesi gerekiyor.

  Die Ergebnisse des Experiments müssen noch analysiert werden.

• Kimyagerler maddenin bileşimini analiz ediyor.

  Die Chemiker analysieren die Zusammensetzung der Substanz.

• Gazeteciler başkanın konuşmasını analiz ediyorlar.

  Die Journalisten analysieren die Rede des Präsidenten.

• Sosyologlar sosyal medyanın etkilerini analiz ediyor.

  Soziologen analysieren die Auswirkungen der sozialen Medien.

• Politikacılar halkın tepkilerini analiz ediyorlar.

  Politiker analysieren die Reaktionen der Bevölkerung.

• Bir ilişkideki her küçük ayrıntıyı analiz ediyor.

  Sie analysiert jede Kleinigkeit in einer Beziehung.

• Kendimi daha iyi anlamak için kendi davranışımı analiz ediyorum.

  Ich analysiere mein eigenes Verhalten, um mich besser zu verstehen.

• Terapist, hastalarının rüyalarını analiz ediyor.

  Der Therapeut analysiert die Träume seiner Patienten.

• Google, kişiselleştirilmiş reklamlar göstermek için kullanıcı davranışını analiz ediyor.

  Google analysiert das Nutzerverhalten, um personalisierte Werbung zu zeigen.

• Yazılım, kodu olası hatalar açısından analiz ediyor.

  Die Software analysiert den Code auf mögliche Fehler.

• Rekabetçi kalmak için trendleri analiz etmek gerekir.

  Man muss Trends analysieren, um wettbewerbsfähig zu bleiben.

• Araştırma, yayınlanmadan önce özenle analiz edildi.

  Die Studie wurde sorgfältig analysiert, bevor sie veröffentlicht wurde.

• Araştırmacılar mikroskop altında hücrelerin davranışını analiz ediyorlar.

  Die Forscher analysieren das Verhalten von Zellen unter dem Mikroskop.

• Ekip düzenli olarak satış rakamlarını analiz ediyor.

  Das Team analysiert regelmäßig die Verkaufszahlen.

• Verileri analiz etseydi, daha iyi anlardı.

  Er würde besser verstehen, wenn er die Daten analysieren würde.

• Daha fazla zamanım olsaydı, raporu analiz ederdim.

  Wenn ich mehr Zeit hätte, würde ich den Bericht analysieren.

• Hareket etmeden önce durumu dikkatle analiz edeceğiz.

  Wir werden die Situation genau analysieren, bevor wir handeln.

• Sonuçları yarın analiz edeceğim.

  Ich werde die Ergebnisse morgen analysieren.

• Polis olay yerindeki izleri analiz etti.

  Die Polizei analysierte die Spuren am Tatort.

• Durumu çok profesyonelce analiz etti.

  Er analysierte die Lage sehr professionell.

• Sorunu farklı açılardan analiz etti.

  Sie hat das Problem aus verschiedenen Perspektiven analysiert.

• İstatistikleri detaylıca analiz ettik.

  Wir haben die Statistiken gründlich analysiert.

• Doktor hastanın semptomlarını analiz ediyor.

  Der Arzt analysiert die Symptome des Patienten.

• Uzmanlar müşterilerin piyasa davranışını analiz ediyor.

  Die Experten analysieren das Marktverhalten der Kunden.

• Hayvanın davranışını dikkatlice analiz etti.

  Er hat das Verhalten des Tieres genau analysiert.

• Bir karar vermeden önce tüm faktörleri analiz etmeliyiz.

  Bevor wir eine Entscheidung treffen, müssen wir alle Faktoren analysieren.

• Sorunun nedenlerini analiz ettiler.

  Sie analysierten die Ursachen des Problems.

• Öğrenciler Goethe’den bir şiiri analiz ediyor.

  Die Schüler analysieren ein Gedicht von Goethe.

• Bu durumu analiz edebilir misin lütfen?

  Kannst du bitte diese Situation analysieren?

• Almanca dersinde metni analiz ediyoruz.

  Wir analysieren den Text im Deutschunterricht.

• Bilim insanı deneyin sonuçlarını analiz ediyor.

  Der Wissenschaftler analysiert die Ergebnisse des Experiments.

• Verileri her sabah analiz ediyorum.

  Ich analysiere die Daten jeden Morgen.